Bağımsız Sağlık-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktar, enflasyona endekslenen maaş artışlarının ne memurların ne de emeklilerin dertlerine deva olmadığına dikkat çekerek, “Ülkemizde maaş konusunda olması gerekenin tam tersi işler oluyor. Önce enflasyon artıyor, maaş kaybına uğrayan memur ve emeklilerinin aylıkları ise daha sonra enflasyonla denkleştiriliyor ve bunun adına da zam veya müjde deniliyor. Müjde bunun neresinde, milyonlarca memur yoksulluk, memur emeklisi ise açlık sınırında maaşa mahkum edilmiş durumda. Maaşlara acilen seyyanen zam yapılmalıdır” dedi.
Bağımsız Sağlık-Sen Genel Başkanı Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) aralık ayı enflasyon verilerini açıkladığını belirterek, buna göre SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına bu ay yüzde 8.37 oranında, memur maaşları ile Emekli Sandığı’ndan ödenen emekli aylıklarına da yüzde 7.33 oranında artış yapılacağını ifade etti.
Memur maaşlarına yapılan artışın 3 puanının toplu sözleşme zammından, kalanının da temmuz-aralık dönemindeki enflasyon farkından kaynaklandığına işaret eden Bayraktar, “Enflasyon oranından kaynaklı ilave artışla birlikte aile yardımı ödeneği dahil en düşük memur maaşı 4 bin 500 liraya, en düşük memur emekli aylığı ise 3 bin 20 liraya yükseldi” dedi.
BU MAAŞLAR KİME YETER
Kamunun bel kemiğini oluşturan memurların hak ettiği değeri hiçbir zaman göremediğine dikkat çeken Bayraktar, “Hükümet çalışanları enflasyona ezdirmiyoruz söylemleri altında, çalışanların maaşlarının enflasyonun peşine takmıştır. Önce enflasyon artıyor, çalışanların ve emeklilerinin maaşları eriyor, ondan sonra eriyen kısım, gerçek olmayan enflasyon artış oranları ışığında küçük bir oranla yerine konuyor. Bunu da müjdeler olsun şeklinde duyurmaktan maalesef kimse utanmıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, “Bir kesim hem kamuda hem bürokraside ballı maaşlarla, çifter çifter aldıkları maaşlarla ihya edilirken, bir kesim ise adeta kuru ekmeğe muhtaç bırakılmıştır. 3 bin lira ila 4 bin lira arasında sıkıştırılan gelirlerin kimse nasıl yeteceği düşünülmektedir. Artık ülkemizde tüm kesimler kredilerle, borçlarla ayakta durabilmektedir” dedi.
VERGİ DİLİMİ SORUNU ÇÖZÜLMELİ
Bir taraftan enflasyonun maaşları eritirken diğer yandan da artan vergiler nedeniyle ele geçen ücretlerde büyük düşüşler yaşandığına vurgu yapan Bayraktar, “Hal böyle olunca asıl amacı çok kazanandan çok; az kazanandan az vergi almak uygulaması Türkiye’de yine tersine işletilerek az kazanandan çok vergi alınmaya başlanıyor. Bu nedenle her yıl memurlar daha yılın ilk çeyreğinde vergi dilimine girerek, maaşlarına artış olarak yansıtılan kısım ellerinden alınıyor. Hükümet vergi dilimi noktasındaki sorunu çözerek, açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan kesimlerin gelir vergisini ya sabitlemeli ya da tamamen ortadan kaldırmalıdır” dedi.
TOPLU SÖZLEŞME YILLIK İMZALANMALIDIR
Toplu sözleşmelerin iki yıllığına imzalanması uygulamasından derhal vazgeçilmesini ifade eden Bayraktar, “Toplu sözleşmeler artık yıllık imzalanmalıdır. Çünkü artık enflasyon öngörüleri tutmamakta ve memurlar enflasyona yıl boyunca ezdirilmektedir” dedi.
Bayraktar, artık birçok sendikanın memurların çıkarlarından çok hükümetin çıkarlarına hizmet ettiğine dikkat çekerek, “Sendikalar bugüne kadar kendisini yaratan sahiplerine hizmet etmekten başka bir şey yapmamıştır. Bu tür sarı sendikaların ne memura ne de ülkeye bir yararı vardır. Tek bildikleri hükümetin çıkarlarını korumak ve onlara hizmet etmektir. Memur artık gözünü açmalı ve baskılara boyun eğmemelidir. Bundan sonra aynı şekilde hak kayıplarının yaşanmaması için memurun yapması gereken şey bellidir” dedi.
Bir yanıt yazın