Bağımsız Sağlık-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktar, Danıştay’ın Andımızın okullarda tekrar okutulması yönünde aldığı karara destek vererek, “Artık rengi sarı mı yoksa yüz karası mı olduğu bile ayırt edilemeyen bazı konfederasyon yöneticilerinin Türklüğü lekeleyerek yargıya ayar vermeye çalışma girişimlerini sonuna kadar kınıyoruz. Türklüğü ideolojik bir çerçeveye sıkıştıran, aslımızı atamızı inkar eden, çocuklarımızın bunlarca yıldır kalplerinde ve beyinlerinde filizlendirdiğimiz, yaşattığımız değerleri yok sayan ne konfederasyonu bizden sayarız, ne de siyasi yöneticileri bizden sayarız. Allah’a şükürler olsun ki Türküz ve doğruyuz” dedi.

Bağımsız Sağlık-Sen Başkanı Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, Danıştay 8. Dairesi’nin “Öğrenci Andı”na ilişkin daha önce hayata geçirilen yanlış bir uygulamanın önüne geçerek, okullarda tekrar okutulması yönünde karar aldığını hatırlattı. Bu kararın ardından aralarında bazı konfederasyon yöneticilerinin de olduğu bir kesimin bu karara aşırıya kaçan oranlarda tepki göstermelerine anlam veremediklerini kaydeden Bayraktar, “Biz ne zaman milli değerlerimizden bu kadar uzaklaştırıldık. Bayrağımızın her sabah okullarda dalgalandırılması, çocuklarımızın hep bir ağızdan bağıra bağıra, atalarının ruhlarını şad ederek ‘Türküz’ diye bağırmaları kimleri neden rahatsız etti. Hep demedik mi biz bu ülkede ne ezanlar susacak ne al kana bulanmış bayrağımız o mukaddes yerinden asla inmeyecek diye. Bu karara karşı çıkanlara soruyoruz. Bugün ne değişti. Neden Türklükten gocunur oldunuz. Neden bunun sadece propaganda olduğunu, ideolojik bir girişim olduğunu izah etmek için yanıp tutuşur hale geldiniz. Türklüğünüzü, doğruluğunuzu nerede kime kaça sattınız. Allah şahidimizdir ki kim ne derse desin, dün de Türktük bugün de çok şükür ki Türküz ve bunu göğsümüzü gere gere içerideki ve dışarıdaki dosta ve düşmana karşı haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

SENDİKALARIN DURUŞU OLUR, RÜZGARA KARŞI YÖN DEĞİŞTİRMEZ

Bağımsız Sağlık-Sen Başkanı Bayraktar, bugün pek çok konuda olduğu gibi bazı “sarı” sendikaların, yine kendilerini var eden siyasi güruhların boyunduruğundan çıkamadığını ve her söylediklerini emir telakki ettiklerini ifade ederek, “Sendikaların duruşu olur, rüzgara karşı yön değiştirmez. Yunus Emre’nin dediği gibi ‘Buraya değil eğri bir adam, eğri bir odun bile giremez.’ Bir zamanlar sendika yöneticileri kurdukları sendikada bunu düstur edinirdi. Üye sayısı olmaz önceliği sadece önce vatan ve millet düsturu ile birlikte bağlı bulunduğu değerleri yaşatmak ve hizmet ettiği kesimin çıkarlarını korumaya çalışırdı. Ne zamanki sendikalar bu değerlerden uzaklaştı, yalnızca kasalarına giren paralara, bindikleri makam araçlarına, onlar için sayıdan başka bir şey ifade etmeyen üye çoğunluğuna bakar oldu, işte o gün sendikacılık bitti. Bugün üzülerek görmekteyiz ki hepimizin tek yaşam amacı olan, ömrümüzün sonuna kadar hizmetkarı olmaya and içtiğimiz değerlerimiz, kimliğimiz, Türklüğümüz üzerinden propaganda yapılmaya başlanmış. Ne diyelim Allah ıslah etsin” değerlendirmesinde bulundu.

MESELE GELENEKLERİ YAŞATMA MESELESİDİR

Bayraktar, “Şunu da söyleyelim. Mesele sadece bir andımız meselesi değildir. Mesele değerlere sahip çıkma, gelenekleri yaşatma meselesidir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü vardır: ‘Taş kırılır, tunç erir, ama Türklük ebedidir.’ Elbette bizlerde bilmekteyiz kendini Türk olarak kabullenmeyen insanları ‘Türküm’ diye bağırtarak onları kader birlikteliğimize çekemeyiz. Ancak bir değerler silsilesi vardır. Zincir bir yerden kırılmaya başlar ve uzun mücadeleler vererek kazanılan değerlerimiz sırf birileri istiyor diye ortadan kaldırılırsa, Türk olduğumuzu haykırmaktan vazgeçersek, yavaş yavaş Türklüğümüzü de kaybederiz. Bu konuda da büyük bir sınav vermekteyiz. Umarız ki bu sınavı da yine Türk kalarak, ortak bir karar ve akıl yolu ile çözüme kavuştururuz” dedi.